UEFA, Mili futbolcumuz Merih Demiral'a, Avusturya'ya attığı gol sonrasında Bozkurt işareti yaptığı için soruşturma başlattı. Bu meselenin bir iç bir de dış boyutu var. Dış boyutu ise kendi içerisinde ikiye ayrılıyor. Birisini hepimiz biliyoruz ama ikincisinin gözden kaçtığını düşünüyorum. Sonrasinda da asil onemli olan ic boyutuna gelecegim.
Dış Boyutu
Batıdaki Türk rahatsızlığı diğer milletlerden çok farklı çünkü gelecekte onlara tekrar aman diletecek olan tek milletiz. Sorsanız Rusları bile bizden daha sempatik bulacaklardır. Her iki dünya savaşında da ittifak olmaları bunun göstergesi değil mi? İkinci dünya savaşı sonrasında fiili olarak Rus ve ABD-Ingiltere boyunduruğu altına giren, ve halen de bu manda altında yaşayan Almanlar için bile Ruslar, Türklerden daha kıymetlidir, desek yanlış olmaz.
2. Herkesin gözden kaçırdığı mesele, bu soruşturmanın durduk yere olmaması. Elbette Türk olmanın en derin sembolü Batı`da her zaman rahatsızlıkla karşılanacaktır ama ben işin içerisinde basit bir siyaset görüyorum. Bir kaç gün önce İngiltere`li (bu tabir kasıtlı seçilmiştir) topçu Bellingham, attığı gol sonrasında bariz bir şekilde tassaklarını avuçladı. Bunun arkadaşı ile arasında bir gol sevinci olduğu ileri sürülüyor ama zorlu bir maçta, maçı kaybetme korkusuyla gelen son dakika golü, sezon boyunca da bariz bir şekilde gördüğümüz Bellingham kındarlığını bir kez daha ortaya çıkarttı. Büyük yetenek olmasına rağmen, sürekli kendini yere atan, hakemi aldatmaktan utanmayan, rakip takıma ve seyircilere de çabuk öfkelenebilen birisinin, böyle bir sevinci yapması bence şaşırtıcı değil. Eğer iddia edildiği gibi arkadaşı arasında bir espri veya planlanmış bir gol sevinci ise, neden sadece bu maçta ortaya çıktı. Hadi Merih demiral oynadığı mevki gereği çok gol atmadığı için gol sevincini nasıl yapacağını bilemiyor olabilir ama Bellingham gibi isimlere ilk tavsiye edilen şeylerden birisi akıllarda kalacak bir gol sevinci şekli bulmalarıdır. O yüzden ortada bir masumiyet yok. Peki bunun Merih`in yaptığı bozkurt ile ne alakası var derseniz, bence İngilizlerin kulusi sonrasında bizim oyuncumuza da soruşturma açılmasının kendi oyuncularını da cezadan kurtarmak için atılmış bir adım olduğunu söylerim. Futbolu yakından tanımayanlar buna komplo diyebilir ama camia tam da bu işlerin sıklıkla yapıldığı yerdir. Merih`in olayı vuku bulmasa Bellingham`ın ceza alması kaçınılmazdı. Ama bu yaşayan, bizce güzel olayı, fırsat bilen ingilizler hemen gereken adımları attılar. Nede olsa sömürgeleri olan Almanya ne dense yapmaya hazır. Böylece ya iki oyuncu da hiç ceza almayacak, yada ikisine de birer maç ceza verilecek. Merih`in olayı başka bir turnuvada olsaydı, Bellingham`ın en az iki maç ceza alması veya turnuvaya veda etmesi gerekirdi, ki bu da İngiltere`nin de turnuvaya vedası anlamına gelirdi.
İç Boyutu
Kimlerin Merih`in bu guzel gol sevinc seklini nasil karsiladigini herkes goruyor. Ve saflar bir kez daha siklasiyor. Uzun uzadiya bunu anlatmaya gerek, asagidaki linkten, hangi zihniyetin karsi oldugunu kolayca anlayabilirsiniz. Kimlerin de sahiplendigi ortada. Ama ben baska bir seyden bahsetmek istiyorum.
Asıl rahatsızlığın sebebi Bozkurt yapan kişinin milyonlarca sevenin olması, dünyanın izlediği bir turnuvada çok iyi performans göstermesi, çeyrek finali getiren 2 golü kaydetmesi, yobaz olmaması, şahsiyeti ve milli değerlerinin yüksek olması. Ağızlarındaki salyanın asıl sebebi bu. Onlar istiyorlar ki bozkurt yapanlar ya pavyonlarda güvenlik görevlisi yada sokaklarda tetikçi olsun. Mhp`nin son yıllardaki profili ile Bozkurt özdeşleşsin, yani Türk milli kimliği sorunlu bir parti ve onların toplum nezdinde kötü olan profilie uyuşsun. Bu zihniyet Barış Manço`yu yada Cem Karaca`yı da sevmedi, sevmeyecek.
Yukarıdaki tivitleri atan kişilerin tamamı Yılmaz Güney gibi kadın düşmanı, sapık ve katil bir adamı Barış Manço`dan, Cem Karaca`dan, Merih Demiral`dan, Aziz Sancar`dan ve onun gibi vatanına milletine en güzel hizmetin en çok çalışmayla olacağına inanmış kişilerden daha çok sevecekler ve daha barışçı, daha medeni görecekler. Öyle olmadığını bal gibi bilecekler ama ellerindeki basın gücü ve yurtdışı desteği ile bu yalanı yaymaya devam edecekler.
Meselenin iç boyutu bu yüzden daha önemli ve daha çok dikkate alınmalı. Karşı oldukları şeyin aslında yapmamız gereken şey olduğunu görmek zorundayız. Topçu olmayı değil, en iyilerden olup, aynı zamanda düzgün bir karakter ortaya koyarak topluma en iyi şekilde örnek olmak zorundayız.
Tıpkı Emre Şakçı gibi. Yeterince popüler olmadığı için Merih gibi saldırıya maruz kalmadı ama bakıldığın da oda "Ne Mutlu Türk`üm Diyene" ve "Atatürk" vurgusu yaparak Avrupa Şampiyonu oldu. Bayrağımızı gururla dalgalandırdı ve Türk`ün gücünü tüm dünyaya gösterdi. İşte rahatsız oldukları şey bu. O yüzden yala koşan aç köpek gibiler. İstiyorlar ki hep kötü şeylerle anılalım. Ama bilmiyorlar ki Cumhuriyet`i kuran nesil Türk ve Türkçuydu, ama aynı zamanda da çağının en zeki, en medeni, en ahlaklı, en iyi eğitimli bireyleriydi. Meselenin iç boyutu bu işte.
Comments